yonetim@sgd.org.tr

Herr

Gizli sordu ** önce

Merhaba
ben 22.08.2014 işe girdim. 27.08.2014 acilen almanyaya döndüm.Işyeri sahibi muhasebeciye geç bildirmiş.Çıkış 29.09.2014.sgk ya 39 gün prim ödendi.Dosya denetmende.türkiyede bulunduğum süreyi iptal etme hakkı varmı?
Isyeri hala faal ve prim ödenmiş.
 

1 Cevaplar
SiteYonetimi cevapladı 7 sene önce

“Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar sigortalı sayılırlar.” hükmünü, 5510 sayılı Kanunun 7 nci maddesi ise “Sigorta hak ve yükümlülükleri 4. maddenin birinci fıkrasının a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için çalışmaya, meslekî eğitime veya staja başladıkları tarihten itibaren başlar.” hükmünü içermektedir. Bu hükümlerden çıkan ortak sonuç, bir kişinin 5510 sayılı kanunun 4-1/a bendi kapsamında sigortalı sayılabilmesi için mutlaka bir işverenle arasında hizmet akdinin bulunması gerekliğidir. Sigortalılığın ne olduğu konusunda fikir yürütebilmemiz için öncelikle hizmet akdi kavramının iyice anlaşılması gerekmektedir. Hizmet akdi kavramına 5510 sayılı kanun herhangi bir tanımlama getirmediğinden Borçlar Kanununda tanımlı kavramın irdelenmesi yerinde olacaktır. Söz konusu kanunda hizmet akdinin emek, bağımlılık, ücret ve süre olmak üzere dört temel unsurdan oluştuğu belirtilmiştir. Bu unsurların bir araya gelmesi neticesinde hizmet akdi oluşmakta ve bundan sonra sigortalılıktan söz edilmeye başlanacaktır. Hizmet akdinin unsurları bir bütün olarak değerlendirildiğinde özellikle emek unsuru işyerinde fiili olarak çalışmanın gerekliliğine işaret etmektedir. Bu anlamda bedeni veya fikri emeğini işverenin hizmetine sunmayan biri ile işyeri arasında hizmet akdinin gerçekleşmeyeceği açıktır. 
Sosyal güvenlik mevzuatı açısından bir kimsenin kanunun 4/1-a bendi kapsamında sigortalı sayılabilmesi, mutlaka fiili çalışma şartına bağlanmıştır. İşyerinde fiilen çalışmış olan veya fiilen çalışmakta olan kişilerin SGK’ya bildirilmesi gerekmektedir. Bunun dışında fiili çalışmaya dayanmayan bir bildirim sigortalılık hak ve yükümlülüklerinden yararlanmaya engel teşkil edecektir. 5510 sayılı kanuna göre, bir kimse işe başlatılmadan önce sigortalı işe giriş bildirgesi ile SGK’ya bildirilmesi zorunluluğunun yanında, sadece bu bildirgenin verilmiş olması bu kişinin işyerinde çalıştığının kabulünü de gerektirmez. Özellikle söz konusu kanunun 7 nci maddesi irdelendiğinde kişilerin çalışmaya başlama ile sigortalılık hak ve yükümlülüklerinden yararlanacağı anlaşılmaktadır. Madde metninde geçen çalışmaya başlamak deyimi sigortalılığın başlangıcında fiili çalışmanın zorunlu olduğunu ortaya koymaktadır. İşyerinde fiili olarak çalışmayan yani çalışmaya başlamayan birinin sigortalı sayılmasına ve sigortalı hak ve yükümlülüklerinden yararlanmasına imkan bulunmamaktadır. 
Sigortalılık konusunda mutlaka fiili çalışma şartının olması gerektiği, böyle bir çalışma yoksa sigortalılıktan söz edilemeyeceği yönünde mevzuatı destekleyici yargı kararları da bulunmaktadır. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 21.06.1984 tarih ve 3455/357 sayılı kararında “sigortalılığın başlangıcı bakımından önemli olan çalışma olgusudur. Yoksa işe giriş bildirgesinin Kuruma verilmiş ya da gönderilmiş olması değildir” şeklinde karar aldığı görülmüştür. Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.03.2006 tarih ve 2006/98 sayılı kararında da“Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda eylemli olarak çalışması da gereklidir.” Yani yargı merciince de, sigortalılığın başlangıcı açısından mutlaka fiili çalışmanın şart koşulduğu anlaşılmaktadır.
“Sahte sigortalılık” olarak da tabir edilen fiili çalışmaya dayanmayan sigortalılık ülkemizde son yıllarda sıkça başvurulan bir yöntem haline gelmiştir. Kimi vatandaşlar çalışmadıkları halde yakınlarına ait olan işyerlerinden, kimi vatandaşlar ise muhasebeci ve işverenlere sigorta prim paralarını vererek kendilerini sigortalı gösterme yolunu seçmektedirler. Özellikle sayıları son dönemlerde hızla artan sahte şirketlerden sigortalı bildirimleri yapılan şahısların yanında, gerçek işyerlerinde de fiili olarak çalışmadıkları halde bazı kişilerin sigortalı bildirimleri yapılmaktadır. Bu tür fiili çalışmaya dayanmayan sigortalılık bildiriminden doğacak olan prim borçlarının ödenip ödenmemesi de sigortalılığın kabulü açısında bir anlam teşkil etmeyecektir. Yani fiili olarak çalışılmayan işyerinden yapılan bildirimlerden dolayı doğan prim borçlarının düzenli olarak ödenmiş olması da söz konusu kişileri sigortalı kabul etmeyi gerektirmez. 
                Yani kısacası bildiriminizin yapıldığı sürelerde işyerinde fiilen çalışıyor olmanız gerekmektedir. Sosyal Güvenlik Denetmeni yaptığı denetim neticesinde fiilen çalışmadığınıza kanaat getirmiş ve yasal dayanaklarını raporunda belirtmiş ise sizin o dönemde Türkiye’ de olmanız bildirimlerinizin sahte olmadığı ve silinemeyeceği sonucunu doğurmaz. Ayrıca üzülerek belirtmek isteriz ki; maalesef yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızı kandırarak sahte sigortalı yapan ve yurtdışı borçlanmasının bu şekilde daha ucuz ve zahmetsiz olacağını söyleyen ve bunun karşılığında da binlerce Euro alan kişi/şebekelere kanmayınız.
                İyi dileklerimizle…